Her hakkı saklıdır.
Osmanlı harflerinden günümüz harflerine çevirim aşağıdadır:
Kaynak göstermeden kullanmayıŋız
Hutût-i Kadîme-i Türkiyye
Kadîmen Avrupa'nıŋ şimâl-ı ğarbi (kuzey batısı) tarafında isti'mâl ėdildiği (kullanıldığı) anlaşılan bir nev'i hatt-ı tasvîriye (resm yazısı) "run" dėnilmektedir. Bir takım zevâtıŋ rivâyetine göre bu kelime İskandinavyacada bulunan ve (esrâr) ma'nâsına gelen "runa" kelimesinden alınmışdır. Bu rivâyetiŋ sâhibleri bu hurûfuŋ gizli şeyler yazılmağa mahsûs olduğunu ileri sürüyorlar. Diğer bir fırka da bunuŋ "runes" masdarından müştak olduğu re'yinde bulunuyor. Bu masdar "çizmek" ma'nâsına geldiğinden ve yazılar da taş, ağaç ve ma'denleriŋ üzerini çizerek hâsıl ėdildiğinden bu ism vėrilmişdir dėyorlar.
Her ne ise bu yazılar levhalarda kullanıyordu. Hâlâ İsveç'iŋ bir çok yerlerinde husûsuyla (Uppland) eyâletindeki kayalar üzerinde vâsıta-i tezâkür olmak üzere bu yazılara çokça tesâdüf ėdilmektedir. Yazılarıŋ zaman-ı isti'mâli (kullanımı) de efkâr-ı ulemâyı (bilim adamlarınıŋ fikirlerini) işğal ėden mesâil sırasına geçmiş ve nihâyet mîlâd-ı İsâ'dan (a. m.) pek de evvel olduğunu hemân kabul ėdilmişdir. Bu yazınıŋ kıdemi hakkındaki ihtilâf-âra menşei ve mevridi hakkında da tekevvün ėtmiş ve bu da Asya'da kelime olduğuna kanâat-ı umûmiye hâsıl olmakla hall olunmuşdur. (Run) denilen bu yazılar on dördüncü asr-ı mîlâdîde bile kullanılıyor idi. Bundan biraz soŋra büsbütün terk olunarak, hattâ neye delâlet ėttikleri bile unutulmuş idi. Onaltıncı asır ortalarına doğru İsveç ulemâsından ba'zıları bunu halle teşebbüs ėttilerse de muvaffak olamadılar. Bundan altmış sene evvel ise sadre şifâ vėrecek (göŋül ferâhlatacak) sûrette hail-i kıraatleri (okuma çözümleri) mümkün olabilmiştir.
(Run) dėnilen yazılar hakkında hulâsaten (özet olarak) vėrdiğimiz şu ma'lûmât aşağıda beyân eyleyeceğimiz ba'zı mevadı (maddeleri) izâh ėdeceği cihetle onlara mukaddime ittihaz kılındı (kabul ėdildi).
Mukaddime bu şekilde devam ėtmektedir. Daha soŋralarında Osmanlı döneminde KökTörükçe ve beŋgütaşlar üzerine birkaç eser daha yazılmıştır. İşte bu eserler ve bazı sahîfeleri:
Necîb Âsım - Eŋ Eski Türk Yazısı - 1899
Şemseddîn Sâmî - Orhun Âbideleri - 1903
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder